GELİŞİMSEL KOORDİNASYON BOZUKLUĞU (DISPRAXIA) VE DUYU BÜTÜNLEME (SENSORY INTEGRATION): INSIDANS VE İKİ HASTALIĞIN BİRLİKTE GÖRÜLMESİ
Gelişimsel Koordinasyon Bozukluğu (GKB) günlük yaşam performansını etkileyen gelişimsel motor bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Gelişimsel Koordinasyon Bozukluğunun sonuçları çoğunlukla uzun dönemli etkiye sahiptir. Bu durum kendine bakım, serbest zaman veya akademik aktivitelerde azalmayı içerebileceği gibi kardiovasküler hastalık ile mental (zihinsel) durumdaki zorlukta artış olarak karşımıza çıkabilmektedir (Cairney, 2015). Ergoterapistler duyu bütünleme müdahalesinin sadece uzun dönemli sorunları azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda çocuk için kişisel olarak önemli yeteneklerde uzmanlaşma, sosyal ve fiziksel katılımın artışı ve aile ile çocuk için daha destekleyici bir ortamın yaratılmasında önemini vurgulamaktadır.
Çocuğun diğer çocuklarla ve çevre ile etkileşime geçmesi ve bu etkileşime başarılı bir şekilde katılımında önemli faktör Duyusal İşlemleme ve bütünlemedir. Şu an için GKB olan çocuklarda duyusal işlemleme ve bütünleme güçlüklerinin seviyesi konusunda mevcut bir veri bulunmamaktadır. Bu çalışmanın amacı GKB olan çocuklarda duyusal bütünleme güçlüklerinin insidansını tanımlamaktır. Aynı zamanda motor ve duyusal yetenekler arasındaki olası ilişkiyi araştırmaktır. GKB’yle ilişkili olarak duyusal işlemleme ve bütünleme güçlüklerinin daha iyi anlaşılması daha iyi tanılamanın yapılmasına yardımcı olmaz, aynı zamanda sağlık ve eğitim alanlarının her ikisinde de gelecekte yapılacak müdahalelerin değerlendirilmesine odaklanılması, GKB’si olan çocukların ve ailelerin hayat kalitelerinin iyileştirilmesine olanak verir. Bu çalışma GKB (dispraxia) olan çocuklarda duyusal işlemleme ve duyu bütünleme güçlüklerinin yoğunluğunu bize klinik bakış açısıyla vermektedir.
Gelişimsel Koordinasyon Hastalığı veya Duyusal İşlemleme ve Bütünleme problemleri günlük hayata katılımı güçleştirmektedir. Günümüzde Gelişimsel Koordinasyon Hastalığı veya Duyusal İşlemleme ve Bütünleme problemlerinin birlikte görülmesine bir açıklama bulunamamıştır.
GKB’li çocuklarda günlük yaşam aktiviteleri, okul performansı ve sosyal katılımda zorluklar tanımlanmıştır. Bu çocuklar zorlukları ile ilgili olarak duyu bütünleme terapileri olan kliniklere yönlendirilmektedir. GKB olan çocuklar kronolojik yaşlarından beklenilen motor yeteneklerin aşağısında motor yetenekler gösterirler. Tanımlanan bu güçlükler genel medikal durumla (örnek olarak cerebral paralizi, kas distrofisi veya djeneratif hastalıklarla), entelektüel bozuklukla veya görsel eksiklikle bağlantılı değildir (Amerikan Psikiyatri Derneği, 2013).
GKB çocuk popülasyonunun % 1.8’i ile % 4.8 arasında görülmektedir ve erkek/kız oranı 1.9/1’dir (Lingham ve ark., 2012). GKB’li çocuğa müdahalede en iyi yöntem çocuğun ve ailenin ihtiyaçlarına göre yönlendirmenin yapılmasıdır.
Wilson ve çalışma arkadaşlarına göre GKB’de içsel modelleme eksikliği (internal modelling deficit) veya hareketin içsel modellemesinin moniterizasyonu veya genelleştirilmesinde güçlük görülür (Wilson ve ark., 2012).
Diğer araştırmacılar GKB’de duyusal bilgi ve motor yeteneklerin işlemleme yetenekleri arasındaki bağlantıyı araştırmaktadır. Görsel motor ve görsel algısal yeteneklerdeki zayıf fonksiyon, görsel bilginin organizasyonu, dokunsal hassasiyet, propriosepsiyon, vestibuler fonksiyon ve görsel motor yetenekler GKB’li çocukta izlenen problemlerdir (Goyen ve ark., 2011; Loh ve ark., 2011).
Araştırmacılar aynı zamanda koordinasyon güçlüklerinin nöral bağlantılarını araştırmaktadır. Zwicker ve arkadaşları (2010) beynin cerebellar-parietal ve cerebellar-prefontal alanlarının bağlantılarında azalmış aktivasyon ile görsel uzaysal öğrenmeyle ilişkili alanlarında artmış aktivasyon tanımlamıştır. GKB’li çocukta görsel uzaysal eksikliğe rağmen yapılan çalışmada çocuklar tarafından en fazla yararlanılan yetenek olduğu görülmüştür (Goyen ve ark., 2011; Loh ve ark., 2011).
Bu çalışmayla cevap yaratılmaya çalışılan sorular şunlardır:
1 – GKB’li çocuklarda duyusal işlemleme ve bütünleme güçlükleri görülür mü?
2 – GKB ve duyusal işlemleme ile bütünleme arasında bütünlük var mıdır?
3 – Duyusal işlemleme ve bütünleme aynı çocukta birlikte veya bir arada olmadan görülen bir durum mudur?
METOD
5-12 yaşları arasında Avrupa Çocuk Hastalıkları Akademisi (EACD) kriterlerine göre ve Amerikan Psikiyatri Derneği DSM-5 kriterlerine göre GKB kriterleri taşıyan çocuklar çalışmaya dahil edildi. Movement Assesment Battery for Children (MABC-2) değerlendirmesi skorları 6 ve 6 değerinin altında kalan (15. persantilin altında) kendine bakım veya okul yeteneklerinde fonksiyonel yetersizlik olan çocuklar çalışmaya dahil edildi. Hem GKB hem de Otizm ile Hiperaktivite Bozukluğu üst üste bindiği her iki hastalığında bir arada görüldüğü durumlarda belirlenen kriterleri karşıladığında çalışmaya dahil edildi. Cerebral paralizi gibi nörolojik bozukluklar çalışma dışı bırakıldı.
ÖLÇÜM
Motor koordinasyonun değerlendirmesinde MABC-2, duyusal işlemleme değerlendirmesinde SPM aile formu kullanıldı.
SONUÇLAR
Bu çalışmada iki hastalığın birlikte görüldüğü durumlar için çocukların %46’sında Otizm Spectrum Bozukluğu, %1’inde Hiperaktivite Bozukluğu, %53’ünde GKB (dispraxia) hariç başka bir tanı bulunmamaktaydı.
Soru 1’in yanıtı olarak GKB olan çocukların büyük çoğunluğunda duyu bütünleme güçlükleri raporlandı.
Soru 2’nin yanıtı olarak motor bozukluğun ciddiyeti ile raporlanan duyusal işlemleme güçlükleri arasında belirli bir ilişki bulunamadı.
Soru 3’ün yanıtı olarak yalnızca GKB görülen grupla, Otizm Spectrum Bozukluğu ile birlikte GKB görülen grup arasında farklılık raporlandı.
SONUÇ
SPM değerlendirmesi aile formlarına göre çocukların %32’si kesin olarak duyusal işlemleme ve bütünleme problemlerine sahiptir, ailelerin %56’sı bazı güçlükler tanımlamıştır. Sadece GKB’si olan çocuklarla hem Otizm Spectrum Bozukluğu ile birlikte hem GKB görülen çocuklar karşılaştırıldığında vücut farkındalığı, denge ve hareket, planlama ile fikir oluşturmada benzer zorluklar görülürken; görme, işitme ve dokunmada ilave olarak Otizm Spectrum Bozukluğu da olan çocukların daha fazla zorluk gösterdiği raporlanmıştır.
Duyusal İşlemleme ve Bütünleme güçlüklerinin fonksiyon ve sosyal katılımı etkilediği bilinmektedir. Bu sebeple, GKB’li (Dispraxia) çocuklarda Duyu Bütünleme Terapisi mutlaka dikkate alınmalıdır.
Makalenin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
British Journal of Occupational Therapy 2017; Vol. 80(9) 549-557
http://www.journals.sagepub.com/doi/pdf/10.1177/0308022617709183
Prematüre bebeklerin hayatta kalma oranı dünya genelinde arttı. Geçmişte yapılan araştırmalar aşırı derecede erken doğan (22-26 hafta) prematüre bebekler üzerine odaklanmıştı, fakat çok erken ve ortalama erken doğan (27-34 hafta) prematüre bebekler üzerine araştırmalar nadir olarak raporlanmıştı.
Fransız National Institute of Health and Medical Research (INSERM) nöromotor ve duyusal hastalıkla ve hastalık olmadan (cerebral paralizi, körlük ve sağırlık) hayatta kalan 1997-2011 yılları arasında 22-26, 27-31 ve 32-34. haftalarda dünyaya gelen bebekleri araştırdı.
İncelenen verilerde Fransa’da geçtiğimiz 15 yıl içerisinde 22 hafta ve 34 haftalar arasında doğan 5567 bebek saptandı. Ages and Stages Questionnaire (ASQ) değerlendirmesi gelişimsel gecikmenin değerlendirilmesinde kullanıldı.
2 yaşına gelen bebeklerde ciddi ve orta seviyeli nöromotor ve duyusal hastalık olmaksızın hayatta kalma oranı 22-26 haftalar arasında doğan bebeklerde %48,5; 27-31 haftalar arasında doğan bebeklerde %90; 32-34 haftalarda doğan bebeklerde %97,5 olarak saptandı. 22-23 haftalarda dünyaya gelen bebeklerden yalnızca biri hayatta kaldı. 1997- 2011 yılları arasında 22-31 haftalar arasında dünyaya gelen bebeklerde hayatta kalma oranında artış saptanırken, 24 hafta ve öncesinde dünyaya gelen bebeklerde hayatta kalma oranında fark bulunamamıştır.
Cerebral paralizi oranlarında 24-31 haftalar ve 32-34 haftalarda doğan bebeklerde istatistiksel olarak anlamlı olarak %3,3 oranında azalma meydana gelmiştir.
Cerebral paralizi haricinde körlük, sağırlık ve konjenital beyin malformasyonu 24-26,27-31 ve 32-34 haftalarda doğan bebeklerde %50, %41 ve %36 oranındadır, sırasıyla ASQ skorları eşiğin altında kalmış ve gelişimsel gecikme riski dikkate alınmıştır. Dil gelişiminde gecikmeye ilave olarak zayıf sosyal-duygusal yetenekler sıklıkla eşiğin altında skorlanmıştır.
Araştırmacılar bu çalışmanın gözlemsel bir çalışma olduğunu, neden ve etkiler konusunda kati sonuçların çıkarılamayabileceğine işaret etmiştir.
Bununla beraber, nöromotor ve duyusal sonuçlardaki iyileşmeye rağmen 34 hafta öncesinde doğan yüksek sayıda prematüre bebekte gelişim geriliği riski saptanmıştır.
Ebeveyn anketleri gelişimin değerlendirmesi açısından ilk yaklaşım basamağı olarak önerilebilir.